2007 yapımı, başrollerinde Darsheel Safary, Aamir Khan, Tanay Chheda’nın
bulunduğu Aamir Khan ‘ın yönetmenliğini yaptığı 8.4 İMDB’ye sahip dramatik bir
filmdir. Film idealist bir öğretmenin, bir öğrenciyi hayata kazandırmasını konu
edinmektedir.
Ishaan teorik derslerde başarısız fakat
mükemmel bir yeteneğe sahiptir. Hayal gücü fazlasıyla gelişmiş olan Ishaan
okula gitmek istememektedir. Fakat ailesi ve öğretmenleri tarafından daima
diğerleri gibi olmaya zorlanmaktadır. Bu durum da Ishaan’da bazı davranış
bozukluklarına yol açar. Ishaan’ın başarısızlığını kabullenemeyen ailesi
çareyi, onu bir yatılı okula vermekte bulur. Fakat burada da sonuç değişmez.
Bir resim öğretmeni tarafından Ishaan keşfedilir.
Ishaan harflerin yazılımını tanımak ve ayırt
etmekte zorluk çekmektedir. ‘d’ ve ‘b’ / ‘t’ ve ‘f’ gibi benzer harfleri
yazarken karıştırmaktadır. Defterine yazdığı harfler aynadan yansımış
halleridir. Harflerin sırasını karıştırmaktadır. POT ve TOP gibi.
Öğrendiklerini hatırlamakta da güçlük çekmektedir.
Ishaan
çoklu yönergeleri takip etmede zorlanmaktadır. Filmin bir bölümünde Ishaan’a
öğretmeni şiir okutmakta ve kitaptan belirli bir bölümden belirli bir sayfadaki
şiirin belirli bir kıtasını okumasını istemektedir. Fakat Ishaan bunu yapamaz.
Ishaan ince devinimsel hareketleri
gerçekleştirememektedir. Gömleğinin düğmesini ilikleyememekte, ayakkabılarının
bağcığını ve kravatını bağlayamamakta, beden eğitimi dersinde tempolu yürümede
zorlanmakta ve abisi ile top oynayamamaktadır. Çünkü o uzunluk derinlik ve hız
arasında bağlantı kurmakta yaşıtlarına göre biraz daha fazla zaman
harcamaktadır.
Ishaan gibi özel öğrencilerin en önemli
gereksinimi ilgi ve sevgidir. Bu özel öğrencilerin yönetiminde aile, okul ve
tedavi ekibiyle daima ilişkide olunmalı ve aşamalar dikkatle takip edilmelidir.
Öğrenciyi etkileyen çevresel faktörler, öğrenciye yararlı olacak hale
sokulmalıdır. Filmde Ishaan’ın balıkları seyretmesine, denizi izlemesine izin
verilmesi gerektiği gibi. Kaba motor gelişimi yani yürüme, zıplama, koşma vb.
hareketlerin gelişmesi sağlanmalıdır. Öğretmeni Ishaan’a matematiği öğretmek
için merdivenleri kullanarak kaba motor gelişimini sağlamıştır. Duyusal motor
çalışması sağlanmalıdır. Yine bunu da Ishaan’ın öğretmeni harfleri toprağa
yazdırarak, yine kelimeleri Ishaan’ın koluna yazarak gerçekleştirmiştir. Görsel
koordinasyon ve izleme çalışmaları yaptırılmalıdır. Bunu da Ishaan’a resim
yaptırarak tamamlamıştır.
Özel öğrencilerle ilişkilerde çok dikkatli
olunmalıdır. Bilinçsiz bir davranış sonucu öğrencinin var olan yeteneğinden de
uzaklaşmasına neden olabilir, onu şiddete hatta depresyona sürükleyebilir.
Ishaan gibi özel öğrenciler yaşıtlarından farklı düşündüğü ve geniş bir hayal
gücüne sahip oldukları için bir umut kaynağı olabilirler. Yine özel
öğrencilerin yaptığı yanlışlar cezalandırılmamalı, kabiliyetsizlikleri
tembelliğe vurulmamalıdır. Yaşıtlarının yapamadığı
şeyleri yapmaya zorlamamalıdır.
Ishaan gibi özel öğrencilerin eğitimde en
önemli rolü aile üstlenmektedir. Çünkü anne babanın bütün davranışlarından en
çabuk ve fazla etkilenen yine çocuklardır. Daha sonra akrabaları, arkadaşları
ve öğretmenleri gelmektedir. Filmde Ishaan’ın babası ona daima tembel olduğunu
söyler. Ishaan’ın bunu şımarıklık olsun diye yaptığını düşünür ve film boyunca
da çocuğunun disleksi olduğunu kabul etmemekte ısrar eder. Her çocuğun
düştüğünde ellerini tutacak bir aileye ihtiyacı vardır. Ishaan gibi özel
öğrencilerin güvenli bir çevreye ihtiyacı vardır, herkesin olduğu gibi. Yine
öğrencinin dikkatini çekecek etkinliklerde bulunulmalıdır ve hareket ihtiyacı
giderilmelidir. Ishaan’ın öğretmeni bunu oyuncak hamurlardan küçük yaratıklar
yaparak başarmıştır. Yine öğretmeni Ishaan’a sevgisi ve azmi ile çalışma
alışkanlığı kazandırmıştır. Ishaan’ın babası sık sık onun gelecekte fizyolojik
ihtiyaçlarını karşılaması için yaşıtlarının yaptıklarını yapmasını
istemektedir. Oysa ki herkes aynı yarışa aynı şekilde hazırlanamaz. Her çocuğun
kendine ait bir özelliği bir yeteneği vardır.
Filmin en çok ilgi çeken bölümü
kadın-erkek-çocuk-yetişkin demeden hepimizin bir yarışmaya ya da rekabet
ortamına sürüklendiğini, sistemin bizden istediklerini yaparak modern köleleşmemizi
anlatmaktadır. Ve bunlara hiçbir anne baba “Dur!” diyememektedir. Tek
amacımızın aslında dar çevre yitiklerinde önem kazanmak olduğuna dikkat çeken
bir konuya sahiptir. İşte yüzlerce yıl önce çok güzel bir şair de dünyamızın bu değişmez hastalığından bahsediyor.
“ İnsanların çoğu
kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.”
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.”
—
|
William Shakespeare |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder