OYUN İNCELEME VE DEĞERLENDİRME YÖNTEMİ (KLASİK)
OYUN
: PHAIDRA /
RACİNE [1]
PS
: Phaedra öyle bir oyundur ki,
geçmişten günümüze birçok sanatçıya
ilham kaynağı olmuştur. Emile Zola ve Marcel Proust Phaedra ile ilgil kitaplar
yazmış, Alexandre Cabane onu hayal edip bir tuvale aktarmış, Jean-Philippe Rameau ilk operasını yine bu hikayeye dayandırmıştır.
Resim,
Phaedra'nın cömertçe dekore edilmiş bir yatakta uzatılmış halde olduğunu, bir
kolunun başını desteklediğini ve birinin de pahalı perdede parmak uçlarından
asıldığını tasvir ediyor. Dağınık saçlarını dekore edilmiş yastık üzerinde
sergilerken, resim yüzünün sol tarafına bakıyor, yüzü karanlık ve kararlı
görünüyor. Açık beyaz bir tabakayla kaplı soluk çıplak vücudu, etrafındaki koyu
kırmızı, siyah ve altın tonlarıyla çelişiyor. Bekleyen iki bayan sağ tarafta.
Biri ayakta duruyor, ama hafifçe çömelmiş ve aktifmiş. Phaedra'ya bakarken
vücudunun yarısı kadar gözüküyor, elleri sanki kadını hareket ettirmeye davet
ediyormuş gibi kavramış. İkinci bayan Phaedra'nın yatağında uyuyor, gözleri
kapalı, kafası geriye yaslanmış, sanki bazı ağır duyguların yorgunluğundan
kurtulmuş gibi oturuyor. Yataktaki lüks kumaşlar dağılmış ve sanki bir süre
yatak yapılmamış gibi kaymış. Altta, pahalı bir kürk halı duruyor, kalkanı
andıran altın tonlarndadır. Mobilya ve mimari oryantal desenlerle süslenmiş,
tiyatro ve zenginlik açısından yabancı bir görünüm yaratıyor. Resimdeki ışık
kaynağı solda bulunan resim düzleminin dışından gelmekte ve arka plandaki loş
aydınlatmalı fener ile çelişmektedir. [2]
“THERAMENES : O sulara vardım ki yutmuştu ikaros’u
Hangi
yeni ümitle, hangi mutlu bir ele
Ondan
haber sormayı umuyorsunuz böyle..? “
PS-1 : İkaros, Girit’li mimar
Daidalos’un oğludur. Dünyada ilk uçan adam olarak ün bırakmıştır. Baba-oğul
kral Minos’un emiryle Labyrintos’a kapatılınca, Daidalos oradan çıkmak ve kaçıp
kurtulmak çarelerini aramış. Uzun uzun çalıştıktan sonra kendisi ve oğlu için
birer çift kanat yapmış ve onları balmumuyla omuzlarına yapıştırmış. Uçmadan
önce de İkaros’a ne çok alçaktan uçmasını, ne de fazla yükselip güneşin
ışınlarına yakın gelmesini salık vermiş. Ne var ki havalandıktan sonra İkaros
babasının bu sözünü unutmuş, başarısından dolayı gurura kapılmış ya da hava
sarhoşluğuna tutularak yükseldikçe yükselmiş, güneşin ışınlarına aldırmamış,
giderek doğayı yenmek, özgürlüğe kavuşmak sevinciyle Helios’u hor görme suçunu
da işlemiş. Güneş tanrı onun kanatlarını tutan balmumunu eritmiş, İkaros da
tepetaklak denize düşmüş ve boğulmuş. Ege’de Sisam adasının çevresindeki denize İkaros denizi denmiştir bundan
böyle. İkaros’un eşsiz serüveni her çağda sanatçıları esinlemiş, bunların
arasında en etkili, ilginç eseri yaratan ortaçağ ressamı Brueghel
olmuştur.(Daidalos). [3]
Şekil 2: İkarus’un Düşüşü – Pieter Bruegel
(1558)
İkarus
toplumun dışına itilmek pahasına sınırları zorlayan, hayatı pahasına da olsa
uçlarda yaşamak için cesaretle kanat çırpan bir kahraman, bir idoldür.
Hollandalı ressam Pieter Bruegel ise bu resimnde İkarus’ un destansı
hikayesinin sıradan insanların gözünde ne kadar önemsiz olduğunu anlatır.
İkarus güneşe kadar olan yolculuğundan düşerekte olsa dönüyordur fakat gündelik
hayatına devam eden insanların en ufak bir ilgisini bile çekmemiştir bu düşüş.
Çiftçiler, çobanlar, balıkçılar bu düşüşü suya düşen herhangi bir şey olarak
duymuş ve istiflerini bozmadan işlerine devam etmişlerdir. Efsanenin ve resmin
başkahramanı İkarus’u resimde bulmak ise biraz zor…[4]
ZAMAN
: Bir gün
MEKAN
: Peloponnesos’ta bir şehir
olan Troizen
KİŞİLER
:
THESEUS
:
Atine kralı Egus’un oğlu.
PHAIDRA
:
Theseus’un karısı, Minos ile Pasiphae’nin kızı. Hippolytos’a (üvey oğluna) aşık
evli,çocuk sahibi,aşkının esiri olmuş,çaresiz ve ölümü düşleyen soylu bir
kadın.
HİPPOLYTOS
:
Theseus’un ve Amazonlar kraliçesinin Antiope’nin oğlu.Hissiz ve kadınları ve
aşkı hor gören biri, fakat sonrasında büyük aşka düşüyor.
ARİSİ
:
Atina kraliyet sülalesinden prenses. Esirdir. Kardeşini savaşta kaybetmiş artık
aşk,özgürlük ve huzur isteyen bir kadın.
OYNONE
:
Phaidra’nın süt ninesi ve nedimesi. Phaidra’yı seven ve onun yaşamasını
sağlamak için elinden geleni yapan ama aslında onu daha da acılar içine itecek
olaylara sebep olan yani oyundaki ironinin sebebi olan kadındır.
THERAMENES
:
Hippolytos’un mürebbisi.
İSMENE
:
Arisi’nin nedimesi.
PANOPE
:
Phaidra’nın nedimelerinden.
MUHAFIZLAR.
ÇATIŞMA
İnsanın
İnsan İle Çatışması : Phaidra – Hippolytos ,Phaidra –
Theseus , Phaidra –Oynone, Theseus – Hippolytos örnek verilebilir.
İnsanın
Kendisiyle Çatışması : Phaidra’nın ve Theseus’un
solilogları örnektir.
İnsanın
Soyut Varlıklarla Çatışması : Phaidra’nın yazılmış
kötü kaderi ve kehanetinden dolayı tanrıları suçlar.
İnsanın
Toplumla Çatışması : Phaidra üvey oğluna aşık
olamayacağını, bunun toplumsal ve dinsel sebeplerden ötürü hoş
karşılanmayacağını bildiği için sürekli kendini ve tanrıları suçlar. Aşkına
sahip çıkamaz. Aslında bu da pasif bir toplumla çatışmadır diyebiliriz. Hatta
sonunda kendisini yaşayamadığı aşkı uğruna öldürmesiyle çatışmasını eyleme
dökmüş ve aktif bir hale getirmiştir.
*Yine
buradaki çatışmanın bir örneği Melih Cevdet Anday’ın İçerdekiler oyununda da
işlenmiştir. Kısa bahsetmek gerekirse: Adam kadınla yatmak istemektedir. Kadın
bunu kabul etmeyince başka bir yol dener ve kadına “Yarın ölecek olsam ve son
dileğim seninle yatmak olsa bunu kabul eder miydin..?” diye sorar. Kadın da “Tanrının
bir emri olduğu için kabul edebilirdim.” der. Adam da bunu üzerine “Benimle
yatmam için ille de ölmem mi gerekiyor..! “ gibi bir cümle kurar. İnsanın
yaşadığı çevreyle çatışmasını anlatan iki güzel oyundur Phaidra ve İçerdekiler.
Toplumun
Toplumla Çatışması : Oyunun başında Theseus’un öldüğü
haberi üzerine onun yerine geçecek iki seçenek vardır. Ya Phaidra’nın öz oğlu
ya da Phaidra’nın üvey oğlu Hippolytos. Halk kendi içinde gerçek oğul ile üvey
oğlu destekleyenler olarak ikiye bölünmüştür. Tabi bu çatışmaya yazar belli bir
sayfa ayırmamıştır. Sadece meydana gelen olaylar bütününden biz bunu anlarız.
AKSİYON
: Phaidra’nın yaşadıklarına rağmen mutlu sona ulaşıp
ulaşmayacağı sorusu aksiyonu canlı tutar.
·
İç
Aksiyon :.Phaidra’nın aşkını yaşama ümidi / ümitsizliği içine düşmesi.
·
Dış
Aksiyon : Phaidra’nın kendini öldürmesi.
DRAMA
: Tragedya
DRAMATİK
OLAY :
Asal
ve yan olarak iki tane dramatik olay olduğunu düşünüyorum.
·
Yan
Dramatik Olay : Theseus’un ölüm haberi. Bu haber ile Phaidra ve Hippolytos
gerçekten hissettiklerini söylemişlerdir. Fakat çözüme vardık derken yazar
tekrar bir düğüm atar.
·
Asal
Dramatik Olay : Theseus’un ölmediği
haberidir. Bunun üzerine Phaidra yalan söylemek zorunda kalır ve Hippolytos’ta
bu sebep nedeniye Arisi ile kaçmak ister fakat ölür.
KONU
: Üvey oğluna aşık
olan ve nedimesi yüzünden soyluluğundan ödün veren bahtsız bir kraliçenin
ümitsiz hikayesidir anlatılan.
ÖYKÜ
: Theseus girdiği savaşta
kral tarafından zindana atılır. Zindancısını kandırarak ordan kurtulmayı
başarır. Minos ve Pasiphae'nin kızı
olan Phaedra, Theseus ile evlidir. Ve üvey oğlu Hippolyta’ya sürekli kötü
davranır ve onu ülkeden uzaklaştırmak ister. Başarır da. Araadan biraz zaman
geçince kocası Hippolytus’u tekrar ülkeye getirir. Sonrasında anlaşılır ki
Phaedra, Theseus'un Amazon kraliçesi Hippolyta'nın kız kardeşi Antiope'den olma
üvey oğlu Hippolytus'a aşıktır. Bir anlatıma göre, Phaedra Hippolytos’a aşkını
açıklamasına rağmen bu aşkına bir karşılık bulamaz ve Hippolytos’un kendisine
tecavüz ettiğini belirten bir mektup yazarak intihar eder. Hippolytos’un babası
Theseus ise Phaedra'nın ölümüne oldukça üzülür ve Hippolytus’un suçluluğuna
inanır. Hippolytus savaş arabasını deniz kıyısında sürdüğü esnada üzerine gelen
dev bir dalga üzerine gelir. Dalga geriye çekildiğinde ise Hippolytos’un cansız
bedeni bulunur.Phaedra bu acıya dayanamaz ve intihar eder.
OLAY
DİZİSİ :
1.
Hippolytos babasını aramaya diye ülkesinden gitmeye kara
verir. Fakat asıl sebep güzel Aris’i den kaçmaktır.
2.
Phaidra dayanamaz ve bir gün Oynone’ye yani nedimesine bu
kederli halinin sebebinin üvey oğluna duyduğu aşkın sebep olduğunu söyler.
3.
Üvey oğlu ülkeden ayrılacakken babasının öldüğü haberini alır.
4.
Babası öldüğü için ülkeye kral o olacağını düşünür Hippolytos
ve esir Arisi’yi özgürlüğüne kavuşturacağını söyler. Aynı zamanda ona olan
aşkını da itiraf eder.
5.
Ardından Phaidra üvey oğlu ile görüşmek ister ve bu zamana
kadar ona kötü davranmasının sebebini yani aşkını açıklar. Hippoytos bunu kabul
etmeyince onun kılıcıyla kendini öldürmek ister.
6.
Phaidra reddedilmenin ve üvey oğlun aşık olmanın acısını ve
çaresizliğini yaşarken kocasının ölmediği ve ülkeye geri döndüğü haberini alır.
7.
Oynone’nin yardımıyla üvey oğlunun kendisine aşık olduğunu ve
ona tecavüz ettiğini söyler krala.
8.
Bunun üzerine kral oğlunu ülkeden sürmek ister. Fakat oğlu da
Phaidra’yı değil Arisi’yi sevdiğini söyler.
9.
Kral oğlundan duyduklarını Phaidra’ya söyleyince tekrar
kendini öldürmeye karar verir.
10.
Bu sırada Hippolytos Arisi’ye zindandan kaçmayı teklif eder
kendisiyle birlikte tabi. Olanları anlatır ve Arisi ondan gerçekleri
anlatmasını ister.
11.
Kralın vicdanı rahat değildir. Oynone’yi çağırıp olanları
tekrar dinlemek ister. Fakat Oynone ölmüştür.
12.
Sonrasında tanrılar tarafından oğlu da öldürülür.
13.
Phaidra canına kıyarken gerçeği anlatır krala. Kral hatasını
anlar ve oğlunun cesedini öpmeye gider.
TEMA
: Tek kanatlı kuş uçmaz.
*Phaidra
oyunundaki Oynone ile Macbeth oyunundaki Lady Macbeth’i birbirine yakın
olduğunu görebiliriz. Oyunda Phaidra egemen gibi gözükse de (fiilen) aslında
bütün olayların sorumlusu ve onu yürüten (belki de talihsiz bir şekilde bunun
farkında olmadan) Oynone’dir.Macbeth’de de erkek egemen bir düzen gözükse de aslında
alttan kadının (Lady Macbeth’in) egemen olduğunu ve işlerin onun tarafından
yürütüldüğünü biliriz. Oynone bunu bilinçsiz yapmaktadır ama Lady Macbeth
olacakların bilincindedir.
MİTOLOJİK
KAVRAMLAR [3]
Akheron
:
(1) Aeneas destanında anlatılan Akheron çamurlu suların kaynayıp burgaçlandığı
dipsiz bir bataklıktır.Kharon’un kayığıyla bu çamur ırmağını geçtikten sonradır
ki varılır asıl Hades’e. (2) Akheron Yunaistan’ın Epir bölgesinde akan bir
ırmağın da adıdır. Belki ıssız bir bölgede derin bir yarın içine dalıp kapkara
bir batak olarak denize döküldüğü içindir ki, ilkçağ bu ırmağın yer altı
dünyasına aktığına inanmıştı.Yanlış bir etimoloji adını “Acılar Irmağı” (akhos,
Yun. acı demek)diye tanımlardır.
Pallas
:
Tanrıça Athena’nın adının başına takılan bir ad.
Alkides
:
Herakles’e verilen bir addır.
Minotauros
:
Adı Minos’un boğası anlamına gelen Minotauros insan bedenli, boğa başlı bir
canavarmış. Tanrı Poseidon’un kral Minos’a gönderdiği bir boğa ile Minos’un
karısı Pasiphae’den doğmaymış. Minos bu
korkunç yaratığı saklamak için mimarı Daidalos’a Labyrinthos sarayını
yaptırmış. Theseus Minos’un kızı Ariadne’nin yardımıyla Minotauros’u
öldürmüş.Minatauros Girit sanatında derin izler bırakmış olan bir boğa kültünün
simgesi olsa gerek.
Helena
:
Zeus’tan kaçan öç tanrıçası Nemesis dünyayı dolaşmış ve biçimden biçime girmiş,
günün birinde bir kaz oluvermiş, Zeus da bir kuğu kuşuna dönüşüp yaklaşmış
ona.Nemesis’in doğurduğu yumurtayı çobanlar bulup Leda’ya getirmişler.
Yumurtadan çıkan kızı ( Helena) Leda kendi çocuğu gibi büyütmüş. Helena’yı
yaratan Homerostur.
Ariadne
: Minos’la Paisphae’nin kızı. Theseus Girit’e
Minotauros’la çarpışmaya geldiğinde Ariadne yiğidi görmüşve görür görmez de ona
tutulmuştu.Minatauros’un bulunduğu binbir dehlizli Labyrinthos mağarasında
kaybolmaması için eline bir yumak iplik vermişti. Theseus da karışık ve
karanlık dehlizlerden ilerledikçe yumağı açıp yere bırakıyormuş.Canavarı
öldürdükten sonra çıkış yolunu ona bu iplik göstermiş.Sonrqa da Ariadne’yi
kaçırıpNaksos adasına varmışlar.Ama Theseua kızı o adadabırakıp gitmiş, bir
gece kız uyurken gizlice kaçmış. Ariadne uyanıp bakmış ki adada yapayalnız, ama
üzülmeye vakit kalmadan tanrı Dionysosgelmiş, kızın güzelliğine vurulmuşve onu
alıp Olympos’a götürmüş.Düğün hediyesi olarak Ariadne’ye Hephaistos’un yaptığı
altın bir taç vermiş, sonra da taç gökte bir yıldız olmuş.
Venus
:
Çok eski bir Latin tanrıçasının adıdır. Meyve bahçelerinin koruyucusu olarak
saygı gören Venus sonradan Yunan etkisi altında Aphrodite ile bir tutulmuştur.
Kokytos
:
İniltiler ırmağı anlamına gelen Kokytos ölüler ülkesinde akan ve Akheron’a
dökülen bir ırmaktır. Odysseus yeraltı dünyasına inmek için çukuru orada
kazacaktır.Pyriphlegeton(pyr ateş demek) kaynar sulu bir ırmak olduğu halde,
Kokytos’un suları buz gibi diye tanımlanır.
KAYNAKLAR
1. Racine,
Phaidra, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1945.
3. Azra
Erhat, Mitoloji Sözlüğü, Remzi Kitapevi. 2007.
SÜNDÜZ
ADİLAK
ŞUBAT
/ 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder