31 Ocak 2021 Pazar

Brecht ve Grotowski Karşılaştırma


 

1)    BRECHT / EPIK OYUNCULUK

Epik tiyatro ilkeleri uyarınca gerçekleştirilen oyunculuk yöntemi. Burjuva tiyatrosunun ve dramatik tiyatronun oyunculuk yöntemleri ile Stanislavski’nin yöntemine karşı Brecht tarafından öne sürülen Epik Oyunculukun başlıca özellikleri şunlardır: Oyuncu, dramatik oyunculuk yönteminin tam tersine, rolüyle özdeşleşmemeli, rolünün üstüne çıkarak, rolünü bir yabancılaştırma etmeni olarak kullanmalı, bu yolla “tarihselleştirmeyi olanaklı kılmalıdır; oyuncu, duyguları aktarmamalı, oynadığı kişinin kalıbına girmeden, onun eğilimlerini göstermeli, rolünü yanına alarak, izleyicinin karsısına belli bir bildiriyle çıkmalıdır. Bu yöntem, Epik Oyunculuk’ta gestus terimiyle karşılanır; gestus yoluyla, psikolojik, bilinçaltı ve metafizik olan dışlanmakta, akılsal, bilinçli ve tarihsel olan verilebilmektedir. Brecht’in Meyerhold’dan ödünç aldığı gestus, “toplum sal gestus” olarak, oyuncuda tipik toplumsal-tarihsel olanın verilebilmesini sağlar. Bunun için gerekli olan, oyuncunun önce kendi rolüyle, sonra kendisiyle, daha sonra da sahneyle ve izleyiciyle kendi arasında bir uzaklık yaratabilmesiydi. Oyuncunun söz ve hareketleriyle bu uzaklığı, bu yabancılaşmayı sağlayabilmesi için, geçmiş zaman kipine, üçüncü kişi zamirine ve açıklamalı konuşma gibi üç öğeye gereksinim vardı. Böylece, izleyici, sahnede tarihselliği yakalayabilecek, onu eleştirip yargılayabilecek, sürekli bir arayış-buluş sürecine girerek, oyunu yeniden üretebilecekti.

 

GROTOWSKY (YOKSUL TİYATRO) KUTSAL OYUNCU

Grotowsky tiyatrosunun en vazgeçilmez öğesi oyuncudur. Oyuncu asaldır.Kutsal oyunculuk piyasa tiyatrosunun rol yapan, kendini kullanan, bir çeşit yosmalık eden oyunculuk anlayışından farklıdır. Grotowsky tiyatrosunun oyuncusu hiçbir yan anlatım aracına başvurmadığı için kendi ses ve tavır dilini yaratmak zorundadır. Bu dil psikoanalitik bir dildir. Laboratuar çalışmaları hep bu dil ve bu dilin aracı olan insan gövdesi üzerinde yoğunlaşmıştır. Oyuncu, gövdesinin sorunlarını çözmek için her parçasından nasıl bir ses çıkarılabileceğini araştırır. Tıpkı sözcükler kullanarak kendi dilini yaratan şair gibi, oyuncu da gövdesini ve sesini kullanarak kendi dilini yaratır. Grotowsky tiyatrosu oyuncunun anlatım aracının tüm olanaklarım keşfetmek ve onu kullanabilmek için çeşitli teknikler geliştirmiştir. Yıllar suren alıştırmalarla ic tepkileri dış tepkiye dönüştürme organizmanın ruhsal surece karşı direnişini ortadan kaldırma çalışmaları yapılır. Grotovsky hu yoğun ve ısrarlı çalışmaya, bir şeyi yapmak değil, yapmamaktan kaçınmak olarak ifade etmiştir. Oyuncu ic sureci görünene dönüştürmek için oyunculuk becerisini geliştirirken kendini bu caba içinde yitirir. Grotovsky oyuncu eğitiminin yöntemini, fiziksel alıştırmalar, plastik alıştırmalar, yüz maskesi alıştırmaları, ses tekniği, konuşma gibi bölümlemeler içinde açıklamıştır.. Önemli olan seyircinin ne beklediği, ne anladığıdır. Bunun için günümüzün tiyatrosu, seyirci ile doğrudan ilişki kurabilen dolaysız tiyatrodur.

 

BRECHT / EPİK SAHNE DÜZENI

Epik tiyatro ilkeleri uyarınca gerçekleştirilen sahneleme yöntemi ve tekniği. Burjuva tiyatrosunun, yanılsamacı tiyatronun sahne düzenine karşıt, Brecht tarafından geliştirilen Epik Sahne Düzeni anlayışının temel niteliği, metafizik ve idealist bir yoruma yol açmayacak biçimde, gerek (natüralist tiyatronun) kaba maddeci sahne düzeni anlayışına, gerekse simgeci tiyatronun tinselci sahne düzeni anlayışına karsı, işlevsel bir üslupla ortaya çıkmasıdır. Bu işlevsel üsluplaştırma, tümel bir yabancılaştırma uygulaması olarak, sahnede tarihsel olanın yaratılmasına araçlık eder; amaç, oyun ile izleyici arasında bir uzaklık yaratılarak, izleyicinin tarihsel olanı kavrayıp eleştirmesini ve yargılamasını sağlamaktır. Bunun için, sahne düzeninin alabildiğine yalın, açık ve işlevsel olmasına çalışılır. Sahne ta sarimi, izleyiciyi uyarabilmeli, oyuncunun oyununu dıştan görebilmesini sağlamalı, işlevsiz dekor olmaktan çıkmalıdır. Işıklama, yalnızca aydınlatma ve renklendirme için kullanılmalı, yanılsama ve duygulanıma hiçbir zaman yol açmamalıdır. Bu “soğutulmuş” sahne düzeninin baslıca öğelerinden biri de görüntü düşürme perdesidir. Öte yandan, donatımlık da işlevsel olmalı, gördükleri is dolayısıyla gösterilmeli; yabancılaştırma öğesi olmalıdır. Her türlü yanılsamadan arıtılmış Epik Sahne gereklidir. Düzeni’nde önemli olan, tüm sahne öğe ve tekniklerinin bütünlük içinde tümel etkiyi yaratabilmesidir. Epik Sahne Düzeni’nin baslıca adları, B. Brecht, E. Engel, C. Neher, K. Appen, H. Wekwerth, B. Besson, P. Palitzsch, E. Monk, J. Tenschert, H. Karge, W. Langhoff, F. Maquardt’tir. 

GROTOWSKY (YOKSUL TİYATRO) SAHNE DÜZENİ

Yoksul tiyatroda özel tiyatro ışıklandırılmasına başvurulmaz. Yalnızca oyun yeri parlak bir bicimde aydınlatılır. Böylece bir yaşam sureci olan tiyatro bol ışığa boğulmuş olur. Bu tiyatroda dekor, kotsum, makyaj da kullanılmaz. Oyuncunun, yapma kaşa, göze, buruna ihtiyacı yoktur. O kendi gövdesini, kendi yüz kaslarını kullanır. Bunları ifadeli bir bicimde kullanmak oyuncunun hüneridir. Oyun yerinde dekor ve eşya yoktur. Oyuncu oyun hüneri ile çıplak zemini denize, masayı rahleye, bir demir parçasını canlı oyuncuya dönüştürür. Koştum kendi başına bir değer taşımaz, karaktere ilişkin olarak vardır. Canlı müzik ya da plaktan müzik kullanılmaz. Müzik olarak insan sesleri ve birbirine vurulan nesnelerin çıkardığı seslerden yararlanılır. Yoksul tiyatro asal olmayan her şeyden andırılmıştır. Yalnızca kendi belkemiği üzerinde durur. Tiyatronun belkemiği ise oyuncudur.

Grotowsy der ki oyuncunun sanatının ve tekniğinin son ereği sozu edilen bütünleşmeyi gerçekleştirmek olmalıdır. Bütünleşme, insanın rollerinden sıyrılıp gerçek özüne kavuşması demektir. Ussal ve fiziksel tepkilerin bir bütüne kavuşturulması demektir. Bütüncül eylem, insanı özünden ayıran engellerin yıkılmasını ve insan davranışlarının diyalektiğinin görülmesini sağlayan eylemdir. Grotowsky tiyatrosunda seyirciye bir şok geçirtilerek kendi derinliklerine dalması sağlanır. İnsanı kendi özünden ayıran engeller ortadan kaldırılır. İnsanın kendi karanlığı saydamlaştırılır.

BRECHT / EPİK SAHNELEME ANLAYIŞI

Brecht tiyatrosu olarak epik tiyatro, klasik tiyatronun her yönden karşıtı olarak gelişmiştir. Oyunun sergilenişinden, oyuncularin rollerini oynayışına, sahne düzenine, dekoruna kadar karşıt niteliktedir.

Doğal olarak, Brecht tiyatrosu, oyunun sahneye konulusunda da klasik tiyatrodan ayrılır. Brecht tiyatrosunun sahneye koyma anlayışı şu baslıklar altında toplanabilir:

      — Gerçekçi ayrıntılar ile "şematize edilmis" tarih arasındaki yabancılaşma uzaklaşma;

      — Dekor ile oyuncu arasındaki yabancılaşma, uzak-durma;

      — İzleyici ile gösteri arasında uzaklaşma: orkestra çukurunun dolması, yok edilmesi;

      — Pankartlarla eylemin daha önceden gösterilmesi, şaşırtmacanın bırakılması;

      — Yerin ve tarihsel zamanın belirtilmesi;

      — Platonun görünür ışıklarla aydınlatılması;

      — Dekorların esinlemeye değil, göstermeye dayanması;

      — İnsan ile dünya bağlantısını somutlayan, nesnelleyen nesnelerin çokluğu, bolluğu;

      — Oyunun planlara bölünmesi:

  

YOKSUL TİYATRODA SAHNELEME ANLAYIŞI /

GROTOWSKY’NİN SEYİRCİYE BAKIŞ AÇISI (BÜTÜNCÜL EYLEM)

Grotowsky der ki oyuncunun sanatının ve tekniğinin son ereği sözü edilen bütünleşmeyi gerçekleştirmek olmalıdır. Bütünleşme, insanın rollerinden sıyrılıp gerçek özüne kavuşması demektir. Ussal ve fiziksel tepkilerin bir bütüne kavuşturulması demektir. Bütüncül eylem, insanı özünden ayıran engellerin yıkılmasını ve insan davranışlarının diyalektiğinin görülmesini sağlayan eylemdir.

Grotowsky tiyatrosunda seyirciye bir şok geçirtilerek kendi derinliklerine dalması sağlanır. İnsanı kendi özünden ayıran engeller ortadan kaldırılır. İnsanın kendi karanlığı saydamlaştırılır. Bu süreç içinde insan,kökenindeki diyalektik karşıtlığı tanır. Oyuncunun bütünleştirme eylemi, ona varlığının derinliklerinde yatan gizli isteklerle, sonradan edinilen yapay eğilimlerin çatışmasını gösterecek, kendi öz varlığı ile yaşamın zorla kabul ettirdiği kalıpların karşıtlığını tanıtacaktır. Kişinin kendi ile yüzleşmesi surecinde, kökendeki karşıtlık, aşkla nefret, inançla inkar uzlaştırılmış olacaktır.

     

 

 

BRECHT / EPİK METİN VE DRAMATİK ÖĞELER

Epik tiyatro , olayları birbirine baştan sona gerilim yaratacak biçimde ilmeklenmemiş , episodlardan kurulu , genel olarak anlatılan bir öyküyü temel alan ama ayrıntılarda dramatik ve trajik olan bir türdür.Epik oyuna genel bakışta , dramatik olabileceği anlaşılmaz ama her episodun kendi içinde bir bütün oluşturduğu ve oyunun öyküsünün mantık çerçevesi içerisinde geliştiği de bir gerçektir.

Epik bir oyunda dramatik öğeleri kullanmaktaki amaç ; tabi ki seyirciyi büyülemek , ona sahnede gerçekleşen olayı oyuncuyla birlikte yaşatmak değildir.Bunu yapmaktaki amaç şöyledir: Klasik dram anlayışını benimsemiş seyirciye sunulan epik bir oyunda öncelik-li tehlike ; seyircinin ilgisinin dağılması ve oyundan kopmamıştır. Bunun nedeni de epik kuramın amaçlarından biri olan öğreticiliğin bazen fazla vurgulanmasıdır. Brecht , insanların içgüdüsel olarak öğrenmekten hoşlandıklarını söyler. Epik tiyatro bu yüzden, seyircide gerçekleri öğrenmekten gelen bir hoşlanma duygusu yaratmaya çalışır. Ama burada dikkat edilmesi gereken , öğreticiliğin başa kakma tavrıyla olmaması gerekliliğidir. İşte burada da Brecht'in denemeye ve uygulamaya açık olduğu dramatik öğeler devreye girer.Amaç; öğreticiliğin etkisinin biraz da olsa yumuşatılmasıdır.Epik tiyatronun belirli yöntemleri olmakla birlikte, boş donmuş bir kalıp olmadığı , topluma göre uygulamada değişiklikler yapılabileceği bu şekilde kanıtlanabilir.Yani izleyiciye bir şeyler öğretebilmek , bir yargıya varmasını sağlamak için oyunun izlenebilirliğini

GROTOWSKİ SAHNE METNİ

Prodüksiyonlarında kaynak tiyatro döneminin habercisi olan arketip ve ritüeller üzerinde yoğunlaşan Grotowski, oyuncu eğitimi, mizansen ve metinsel montaj üzerinde büyük bir yetkinliğe sahiptir. Grotowski en uzun süren dönemi olan Prodüksiyon Tiyatrosu döneminde, Stanislavski’nin “benlik çalışması” (work on self), Meyerhold’un bio mekaniği, Fransız ve Polonya mimi, yoga, tai chi chuan ve özgün hareket çalışmalarının bir sentezine gitmiş ve Asya, Hindistan ve Çin seyahatlerindeki çalışmalarından derlenen ses teknikleri üzerinde durmuştur. Uzama çevresel bir tiyatro yaklaşımıyla bakmış, izleyici ve oyuncu arasında yakın bir temas sağlamıştır. Farklı edebi ya da dramatik metinlerden montajlar yapmış, bütün bir yapı içinde anlam kazanabilen belirli temaları ortaya çıkartmış ve bunun etkili olabilmesi için son derece iyi eğitimli oyuncular kullanmıştır. “Oyun” ise metinsel bir malzemenin oynanmasından çok, bütün biçemleri kapsayan gösterimsel itkilerdi.. Öte yandan, araç olarak sanatta, izleyicinin yeri yoktur, montajı yapan, şarkılar ve gösterim tekniklerinden etkilenen sanatçının kendisidir .Sonuçta ortaya çıkan, başlangıcı, gelişmesi ve sonucuyla tekrar edilebilir, yapılandırılmış hareket dizgeleridir. Ancak bu hareket dizgeleri montajın devreye girmesiyle pek çok farklı gelişimi ve alternatifi de içermektedir. Bu çalışma içinde şarkı ve müziğin ağırlığı, en az hareket dizgeleri ve metin kadar önem kazanmaktadır.

 

BRECHT / EPİK METİN VE DRAMATİK ÖĞELER (devamı)

 

artırmaya yönelik her türlü dramatik öğe kullanılabilir. Amaçlanan durum için sadece dramatik öğelerin kullanımı değil ; her şeyin yapılabileceğini "Berliner Ensemble " tiyatrosunda "Galileo" yu oynayan Laughton'un şu önerisi örnekler:" "Galileo" Beverly Hills'deki küçük bir tiyatroda sergilendi. Laughton'un endişesi havanın sıcak olmasıydı."İzleyicinin düşüne-bilmesi için " tiyatro duvarlarının arkasına buz dolu kamyonların park etmesi ve vantilatörlerin çalıştırılmasını önerdi."

Dramatik öğelerin kullanımını anlayabilmek için ; bunları , bir oyunu oluşturan alt birimlerde yani , oyunculuk , dekor , kostüm , ışık -ses- müzik ve makyajda , oynanmış oyunlardan verilen örneklerle açıklamak gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Hiç yorum yok: